3 Ocak 2017 Salı

Areopagus Nedir

Areopagus Nedir Eski Yunanistan'da Atina soylular meclisi. Atina'da savaş tanrısı Ares'e ayrılan tepede toplandığından bu adı alan meclise ilk ağır ceza mahkemesi denilebilir. Meclis, deneyimli soylulardan oluşmakta ve siyasal, dinsel sorunlarda bir çeşit danışma kurulu görevini üstlenmekte, hukuk işlerini yürütmekteydi. Önceleri yalnız soyluların yer aldığı mecliste sonra eski arhonlar da yer almaya başladı. Bazı yetkilerini yitirmekle birlikte yasanın ve törelerin denetimini ellerinde tuttular. Asker kaçaklarını ölümle cezalandırdılar. Demothenes’i de ölüme mahkûm etmiş olan (İÖ 324) bu meclis Roma İmparatorluğu zamanında da görevini sürdürdü. Atina'da Akropolis’in batısındaki tepede meclis binasının kalıntıları vardır.

Paul Arène Kimdir

Paul Arène Kimdir Paul Arène Fransız yazarı ve şairi (Sisteron 1843 - Antibes 1896). Hem Fransızca yazdı, hem doğup'büyüdüğü bölgenin Güney Fransa lehçesini (Oc dili) korudu, ilk başarısını Pierrot Héritier (Mirasçı Pierrot, 1865). adlı küçük oyununun Odeon Tiyatrosu'nda sahnelenişiyle kazandı Bölgesel lehçesiyle şiirler, oyunlar hazırladıysa da asıl ilgiyi yöresel özellikler taşıyan Provence öyküleriyle elde etti: Jean de Figues (incirlerin Jean’ı) 1870; La Gueuse Parfumée (Güzel Kokulu Yosma) 1876; l'ers la Calanque (Küçük Koya Doğru) 1931. Sağlığında dağınık olarak basılmış şiirleri ölümünden sonra bir araya getirildi (1900).

La Argentina Kimdir

La Argentina Kimdir İspanyol dansçısı (Buenos Aires 1890-Fransa / Bayonne 1936). Dört yaşındayken baleye başladı ve ilk derslerini babasından aldı. 14 yaşında İspanyol danslarına yöneldi Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde yaratıcı yeteneği ve koreografisiyle kısa sürede ünlendi. 15 yıl durmaksızın Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika’da düzenlenen konserlerde dansetti. Tüm gezilerini ekip-siz yaptı ve piyano eşliğinde özgün sololar uyguladı. 1925’te Manuel de Falla’nın "El amor bruio" müziğini yorumlayışı müzik çevrelerince beğenildi. Çağdaş bestecilerin müziklerinin halkça benimsenmesini sağladı. Dans uygulayışıyla yeni klasik stilin kurucusu oldu. Kastanyet kullanımındaki müzik anlayışı benzersiz sayılır.

Hannah Arendt Kimdir

Hannah Arendt Kimdir Hannah Arendt , Alman kökenli ABD’li toplumbilimci (Hannover 1906-New York 1975). Marburg ve Freiburg üniversitelerinde öğrenimini tamamladıktan sonra Heidelberg'de doktorasını verdi (1928). Nazilerin yönetime geçmesi üzerine (1933) Fransa’ya sığındı. 1941'de .Amerika’ya göç eden Arendt 1951’de ABD vatandaşı oldu. Berkeley. Princeton, Columbia ve Chicago üniversitelerinde ders verdi. 1967’den sonra New York’ta siyasal bilim dersleri veren Arendt Yahudi sorunları ve totaliter yönetimler üzerine incelemeler yaptı. Eserlerinde ulusal devletin çözülüşüne yol açan anti - semitizm, totaliter devlet ve emperyalizm ilişkisini araştırdı; siyasal katılımın en iyi örneklerinin 1871 Paris Komünü ve 1917 Rus Devrimindeki halk meclisleri olduğunu savundu. Yahudi kültür örgütlerinde önemli görevler yürüttü. Başlıca eserleri: The Origins of Totalitarianism (Totaliter Egemenliğin Kökleri) 1951; Fragwürdige Tradim Begriffe im Polit Denken der Gegenwart (Çağın Politik Düşüncesinde Sorunsal, Geleneksel Anlayışlar) 1957; The Human Condition (insanlık Durumu)l1958; On Revolution (Devrim Üzerine) 1961; Between Past, and Future (Geçmiş ve Gelecek Arasında) 1963; Eichmann in Jerusalem (Eich-man Kudüs’te) 1964; On Violence (Şiddet Üzerine) 1970; Crise of the Republic (Cumhuriyetin Bunalımı) 1972.

Anton Arensky Kimdir

Anton Arensky Kimdir

Anton Arensky ,Rus bestecisi (Novgorod 1861 Finlandiya da Terijoki 1906). St. Petersburg Konservatuvarı'nda Rimski - Korsakov’ un öğrencisi olarak yetişti.Moskova Konservatuvarı'nda uyum ve beste dersleri verdi (1882-1895). St. Petersburg imparatorluk Kilisesi genel yönetmeni oldu (1895-1901). Yaşamının son yıllarını beste yapmaya adadı. Başlıca eserleri: Son na Volga (Volga üzerinde bir Rüya), 1892. Rafael ( 1894), Nal i Damayanti(Nal ve Dama-yanti) 1904 adlı operalar, iki senfoni, bir bale, çeşitli oda müziği parçaları. Ayrıca iki de kitabı vardır: Rukovodstko k pratiçeskomu izuçeniya garmonii (Müzikte Uyumu Pratik Açıdan Öğrenme Yöntemi) 1899, Rukovodstko k izuçeniya form instrumental’nay i vokaTnoy muzıki (Aletli ve Sesli Müzik Formlarını öğrenme Yöntemi) 1900.

Erich Arendt Kimdir

Erich Arendt Kimdir Alman yazarı (Neu-rupping 1903). Öğretmen olduğu halde 1933’e kadar çeşitli mesleklerde çalıştı, ilk şiirleri "Sturm'' (Fırtına) dergisinde yayınlandı. 1926'da Alman Komünist Partısi’ne, 1928’de Proleter Devrimci Yazarlar Birliği’ne girdi. 1933'te te İsviçre'ye göçtü, ispanya iç Savaşı' na katıldı (1936-1939). Fransa üzerinden Kolombiya'ya gitti. 1950'de Demokratik Almanya Cumhuriyeti'ne döndü. Bergwindballade (Dağ Rüzgârı Baladları) 1952 ve Trug doch die Nacht den Albatros (Albatros'a Gece Henüz indi) 1951 adlı iki şiir kitabında iç savaş sırasında yaşadığı faşizmle, umutsuz çarpışmaları işler. Kolombiya' dayken tanıdığı Kızılderili ve Zencileri Tolü (1956) adlı eserinde şarkı dörtlükleri, lirik portreler biçiminde yansıttı Ayrıca resimli röportaj dizileriyle tanındı. Başlıca eserleri: Unter den Hüten des Windes, Ausgewahlte, Gedichte, 1926-1965 (Rüzgârın Pençesi Altında, Seçme Şiirler 1926-1965) 1966; Gedichte aus fünf Jahrzehnten (On Yıllık Dönemden Beş Şiir) 1968; Gedichte (Şiirler) 1975.

1 Ocak 2017 Pazar

Telemetri Nedir Ne İşe Yarar

Telemetri Nedir Ne İşe Yarar telemetri, UZAKTAN ÖLÇME olarak da bilinir, uzak ya da erişilmesi olanaksız noktalarda yapılan ölçümlerin sonuçlarını ya da böyle noktalardan elde edilen verileri izleme, gösterimleme ya da kayıt amacıyla alıcıya ulaştıran, büyük ölçüde otomatikleştirilmiş iletişim süreci. Telemetrinin başlıca uygulamaları arasında elektrik santrallarının izlenmesi, meteoroloji verilerinin toplanması ve insansız uzay uçuşları sayılabilir. İlk telemetri sistemi 1912’de Chicago'da kuruldu. Bu sistemde bir dizi elektrik santralının çalışma koşullarına ilişkin veriler telefon hatları aracılığıyla bir merkezde toplanıyordu. Bu tür sistemler gözetim sistemleri olarak adlandırılır. Telemetri sistemleri kısa sürede yaygınlık kazandı ve enerji sistemleri dışındaki sistemlerde de kullanılmaya başladı. 1960’larda geliştirilen ve soru-yanıt yöntemi olarak adlandırılan yöntemde ölçüm noktalarına ilişkin veriler, bu noktalara yerleştirilen verici-alıcılar aracılığıyla ancak izleyici merkez tarafından istendiğinde gönderilmektedir. Günümüzde bu yöntem petrol boru hatlarının izlenmesi ve denetiminden oşinografi ölçümlerine kadar yayılan çok geniş bir alanda uygulanmaktadır. Uzay telemetrisi balonlara yerleştirilen ve sıcaklık, basınç, nem gibi değişkenleri ölçerek radyo dalgaları aracılığıyla Yer'e bilgi gönderen radyosonda)*) aygıtlarının kullanılmasıyla 1930‘larda başladı. Telemetrinin roket ve uydulara ilişkin uygulamalarının başlangıcını ise 1957‘de fırlatılan Sovyet uydusu “Sputnik" simgeler. Uzay uygulamalarında geliştirilen tekniklerden sanayinin çeşitli dallarında da büyük ölçüde yararlanılmaktadır. Telemetri sistemlerini oluşturan öğeler. Bir telemetri sistemi başlıca dört öğeden oluşur: Transdüktör; iletişim ortamı (genellikle radyo dalgalan); sinyali alan ve işleyen aygıtlar; kayıt ya da gösterimleme aygıtlan. Transdüktörler, ölçülecek fiziksel büyüklüğü (örn. sıcaklık, titreşim, basınç) elektrik sinyaline dönüştüren aygıtlardır. Çok çeşitli transdüktör türleri vardır. Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılanlar şöyle sıralanabilir: Mekanik titreşimlerin algılanmasında piezoelektrik etkiden(*) yararlanılır. Mekanik biçim değişikliğini elektrik gerili- mine dönüştüren piezoelektrik malzemeler arasında en çok kullanılanı kuvars kristalidir. Bir başka mekanik transdüktör türü germim mastarıdır)*). Dirençli gerinim maştan, metal tellerin (ya da yarıiletken malzemenin) gerildiğinde ya da sıkıştınldı- ğında direncinin değişmesi ilkesine dayalı olarak çalışır. Bu tür transdüktörlerle başka mekanik büyüklüklerin yanı sıra basınç, mekanik gerilim ve ivme ölçülebilir. Bir başka mekanik transdüktör türü değişken magnetik dirençli transdüktördür. Dar bir hava aralığı içeren bir magnetik devrenin)*) magnetik direnci (relüktans) hava aralığının genişliğine çok duyarlı bir biçimde bağımlıdır. Ölçülecek mekanik etkinin hava aralığını değiştirmesi sağlandığında, bu değişim magnetik devre aracılığıyla bir elektrik sinyabne dönüştürülür. Sıcaklık algılayıcıları başlıca iki türe ayrılır: Birinciler elektriksel direnci sıcaklığa bağlı olarak değişen aygıtlardır; termistorlar(*) bu gruba girer. İkinci türü ise, sıcakhk değişimlerini gerilim değişimlerine dönüştüren ısılçiftler(*) oluşturur. Nem, borular içinde akışkan akışı, dönme hızı, ışınım, ışık şiddeti gibi birçok başka fiziksel niceliğin algılanması ya da ölçülmesi amacıyla kullanılan başka transdüktör türleri de vardır. İletişim ortamı olarak genellikle radyo dalgalan kullanılır ama özellikle kentlerde, antenlere yer bulmanın güçlüğü ve mikrodalgalar için gerekli görüş çizgisinin yüksek yapılar tarafından engellenmesi nedeniyle kablodan ya da kurulu iletişim sistemlerindeki boş kanallardan yararlanılır. Radyoyla iletişimde, kullanılan frekanslann seçimi büyük önem taşır. Uzay uygulamalannda genellikle 100 megahertz ile 10 gigahertz arasındaki frekanslardan yararlanılır. Telemetri sistemlerinde genellikle aynı anda birçok fiziksel büyüklüğün ölçülmesi, bu nedenle de birçok veri kanalının aynı anda çalışması gerekir. Bu iletim, çoklama olarak da bilinen mültipleks yayın(*) yöntemiyle sağlanır. Zaman bölüşündü çoklamada iki ya da daha çok sayıda değişik sinyal aynı kanaldan zaman içinde sırayla gönderi- Ur. Frekans bölüşümlü çoklamada ise her sinyal için bir frekans bandı belirlenir; her sinyal kendi frekans bandındaki alt taşıyıcıya modülasyon(*) yoluyla bindirilir; sonra bütün alt taşıyıcılar bir taşıyıcı dalgaya bindirilerek iletilir. Modülasyon türü olarak genlik modülasyonu (AM), frekans modü- lasyonu (FM) ve daha yaygın olarak da darbe süresi modülasyonu (PDM) ve darbe konumu modülasyonu (PPM) kullanılır. Verileri içeren elektrik sinyallerini örneksel (analog) ya da sayısal (dijital) olarak iletmek olanaklıdır. Sayısal iletim için örneksel sinyalleri vericide kodlayarak sayısala çevirmek gerekir, bu nedenle sayısal sistemler genellikle daha karmaşıktır. Sinyalin alınıp işlenmesinde, alınan sinyalden verileri elde etmek için iki işlem gereklidir. Sinyal önce, modiilasyonun tersi olan demodülasyon işleminden geçirilir; daha sonra da çoklama işleminin tersi uygulanarak veriler birbirlerinden ayrılır. Elde edilen veriler örneksel ya da sayısal göstergeler ya da katot ışınlı tüp (örn. televizyon resim tüpü) aracılığıyla gösterim- lenebilir ya da bir yazıcı (örn. teleprinter) aracıhğıyla kâğıda aktarılabilir. Daha yaygın bir uygulama, verilerin bilgisayarlarca işlenmek üzere bir kayıt ortamında (genellikle magnetik şerit) saklanmasıdır. Başka uygulamalar. Özellikle bilimsel araştırmalarda olmak üzere, telemetrinin uygulama alanları gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bunlann en önemlileri arasında biyo- medikal araştırmalar sayılabilir. Vücut koşulları (örn. kan basıncı, kalp atışı, soluma sıklığı) vücut dışına yerleştirilen transdüktörler aracılığıyla izlenir. Buna karşılık vücut içindeki bazı biyolojik koşulların izlenmesi için hastaya yutturulan ya da cerrahi yöntemlerle vücut içine yerleştirilen çok küçük boyutlu vericilerden yararlanılır. Bir başka yaygın uygulama alanı oşinografidir. Elektrik motorları, buhar makineleri ve içten yanmalı motorların içinde çalışma sırasında ortaya çıkan koşulların (örn sıcaklık, basınç) izlenmesi, roket motorlarının sınanması, yoğun radyoaktif madde içeren ortamlarda yapılan ölçümler telemetrinin öteki önemli uygulamaları arasında sayılabilir.

Teleks Nedir

Teleks nedir teleks, teleprinterlerin bağlı olduğu bir ağdan oluşan uluslararası mesaj iletim servisi. Servise abone olanlar yazılı mesajları ve verileri doğrudan doğruya birbirlerine gönderebilirler; bu, dünyanın pek çok ülkesi için olanaklıdır. Teleks hizmetleri pek çok ülkede posta, telgraf, telefondan sorumlu devlet kuruluşları tarafından yürütülür, buna karşılık ABD'de bu hizmet özel bir kuruluş olan Western Union Telegraph Company tarafından gerçekleştirilmektedir. Teleks sistemleri 1930’larda Almanya'da ve başka bazı Avrupa ülkelerinde hizmete girdi. 1930’ların sonuna gelindiğinde, teleks uluslararası bir sisteme dönüşmüştü. ABD’de teleks sistemi 1962'de Western Union şirketince kuruldu (“Telex” sözcüğü ABD’de bu şirketin ticari markasıdır). Bu şirket. American Telephone and Telegraph Company’ nin 1931’de kurup geliştirmiş olduğu Teletypewriter Exchange Service (TWX) sistemini 1970’te satın aldı (TWX sistemi bir telgraf santralları sistemiydi) ve teleks sistemi ile TWX sistemini bilgisayarlı veri işlem merkezleri aracılığıyla birbirine bağladı. Bu iki sistemde kullanılan kodlar)*) ve veri iletim hızları farklıdır; teleks sistemine bağlı tele- printerler Baudot kodu kullanır, iletim hızı da dakikada yaklaşık 67 sözcüktür; buna karşılık TWX terminalleri ASCII (American Standard Code for Information Interchange: [Bilgi Alışverişi İçin Standart Amerikan Kodu] sözcüklerinin baş harflerinden kısaltma) kullanır, iletim hızı ise dakikada 150 sözcüğe kadar çıkabilir. İki sistemi birbirine bağlayan işlemci bilgisayarlar gerekli kod ve hız çevirmelerini gerçekleştirerek aboneler arasında iletişimi belli bir zaman gecikmesiyle sağlarlar. Aynca bak. teleprinter.

Telekomünikasyon nedir

Telekomünikasyon nedir telekomünikasyon, UZÎLETÎŞÎM olarak da bilinir, ses, faksimile, teleprinter, televizyon ya da veri sinyallerinin uzak mesafelere iletilmesi amacıyla kullanılan yöntem ve teknikler. Bütün telekomünikasyon sistemlerinin temel çalışma ilkeleri aynıdır; bu sistemler arasındaki farklar iletilen bilgi türlerinin ve bilginin iletiminde yararlanılan ortamların farklılığından kaynaklanır. En yaygın telekomünikasyon sistemleri radyo, televizyon, telefon, telgraf ve bilgisayarlı veri iletimi ya da bilgi erişim sistemleridir. Bilgi genellikle iletken tel (hat ya da kablo) üzerinden, radyo dalgaları aracılığıyla ya da iletişim uydularından yararlanılarak iletilir. Telli iletişim, elektrik sinyallerinin havai hat, çoklu kablo ya da eşeksenel (koaksiyal) kablo üzerinden iletilmesine dayanır. Ses frekansları (konuşma, müzik), telgraf iletileri, bilgisayar verileri ve televizyon programları bu yolla iletilebilir. 1980’lerin başla rından bu yana, özellikle telefon iletişiminde optik lif kullanımı da yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu yöntemde üzerine modülasyon yoluyla elektrik sinyalleri bindirilmiş laser ışınları çok ince cam ya da plastik lifler içinden iletilmektedir. Aynca bak. elyaf optiği, kablo. Radyo iletişimi elektrik sinyallerinin belirli frekanstaki bir elektromagnetik dalgaya bindirilerek antenler aracılığıyla gönderilip alınmasına dayanır. Amatör radyoculuk, radyoyayın (genlik ya da frekans modüias- yonlu radyo yayınları ile televizyon yayınları), telsiz telefon ve telsiz telgraf, radyoseyir sistemleri ve radyoastronomi bu tür iletişime girer. Uydu iletişimi terimi yeryüzünün birbirinden uzak noktaları arasında uydular aracılığıyla mikrodalga (dalgaboyları 10-1 cm arasında, bir başka deyişle frekansları 3-30 gigahertz arasında olan radyo dalgaları) iletişimini ifade eder. Telekomünikasyonda örneksel (analog) ve sayısal (dijital) netim olmak üzere iki iletim türü kullanılır. Örneksel iletimde ses ya da görüntü bilgisi, iletilen ses ya da görüntünün bir benzeri, bir başka deyişle, örneğidir. Telefon ve televizyon iletişimi genellikle örneksel olarak gerçekleştirilir. Sayısal iletimde ise gönderilecek sinyal önce bir kodlayıcı aracılığıyla sayısal biçime (örn. mors kodundaki gibi nokta-çizgi dizilerine ya da ikili sistemin 0 ve 1 simgelerinden oluşan dizilere) dönüştürülür. Birçok iletişim sisteminde, örneğin teleprinterler ya da sıcaklık algılayıcı, ışınım sezici gibi ölçü aygıtları içeren sistemlerde sayısal iletişim kullanılması gerekir. Bilgisayarlar ise doğrudan doğruya sayısal bilgi üretir. Gönderilecek örneksel ya da sayısal sinyal bir modülatör devresi aracılığıyla bir radyo frekanslı sinyal (taşıyıcı dalga[*l) üzerine bindirilir; bu işlem modülasyonç) olarak adlandırılır. Taşıyıcı dalganın frekansı iletişimde kullanılacak ortamın türüne uygun olmalıdır. Genellikle radyo iletişimi için yüksek frekanslı, telli ya da eşeksenel kablolu iletişimde ise alçak frekanslı taşıyıcı dalgalar kullanılır. İletişimi sağlayan radyo sinyalleri genellikle gürültü(*) ve girişim etkileri altında kalırlar. Bu zararlı etkiler bazı durumlarda elektronik devrelerdeki aksaklıklardan ya da kötü anten tasarımlarından kaynaklanır; ama bunlar genellikle Güneş'teki püskürmelerden, Yer atmosferindeki elektriksel fırtınalardan, yakında çalışmakta olan elektrik makinelerinden ya da aynı frekans bandında yayın yapan başka vericilerden kaynaklanır. Gürültü ve distorsiyon(*) sorunlarını en aza indirmek amacıyla çeşitli kodlama teknikleri ve modülasyon yöntemleri (örn. frekans modülasyonu ve darbe kodlu modülasyon) geliştirilmiştir. Sayısal iletişim kullanımının temel nedenlerinden biri de bu tür iletişimin gürültüye karşı göreli bağışıklığıdır. Çok sayıda bilgi kaynağı arasındaki iletişim, bunlann bir iletişim ağı (şebeke) oluşturacak biçimde düzenlenmesiyle sağlanır. İletişim ağları trafiğin yoğunlaştığı bölgelerdeki noktalar arasındaki bağlantıların etkili ve ekonomik bir biçimde gerçekleştirilmesine olanak sağlar. Telefon ve telgraf (örn. teleks) iletişiminde çok uzun zamandan beri ağ yapısından yararlanılmaktadır. Kablolu televizyonda ve bazı telemetri uygulamalarında da (örn. otomobil trafiğinin uzaktan denetlenmesinde ya da geniş bir bölgeye yayılmış sanayi süreçlerinde) iletişim ağları oluşturulması giderek yaygınlaşmıştır. Bilgisayar teknolojisindeki hızlı gelişim, veri iletişim ve bilgi erişim ağlarının çarpıcı boyutlarda yaygınlaşmasına yol açmıştır. Bu ağlarda bilgisayarlar ve “akıllı" çevre donanımları (örn. otomatik para ödeme makineleri ve satış noktası terminalleri) telefon hatları, mikrodalgalı bağlantılar ya da benzer iletişim yolları aracılığıyla birbirlerine bağlanmış durumdadırlar. Bilgisayar ağları bölgesel boyutlardan uluslararası boyutlara kadar çeşitli genişliklerde oluşturulmaktadır. Kişisel bilgisayarlar arasında iletişim kurulması da gittikçe yaygınlaşmaktadır. Özel bilgi hizmeti veren kuruluşlara abone olanlar sistemdeki merkezî bilgisayarla bilgi alışverişinde bulunabilmekte, eğitim ve eğlence amaçlı programların yanı sıra haberler, borsa bilgileri gibi programlara da ulaşabilmektedirler.

Telekinezi Nedir Nasıl Yapılır

Telekinezi Nedir Nasıl Yapılır telekinezi, PSİKOKÎNEZÎ olarak da bilinir, parapsikolojide, zihnin madde üzerinde yoğunlaşarak maddede hareket ya da değişime yol açması. Parapsikolojik olguların öbür önemli grubunu oluşturan duyudışı algılardan farklı olarak bilişsel değil, fiziksel bir etki yaratır. Örneğin ruh çağırma sırasında masayı hareket ettirme ya da yerden yükseltme telekinetik güçle açıklanır. Bu tür olaylara, hileli olmakla birlikte sihirbazlık gösterilerinde de sık rastlanır. Telekinezi testlerinde denek düşünce ya da irade yoluyla atılan zarı etkilemeye, zarın belli bir yere düşmesini ya da belli bir yüzünün üste gelmesini sağlamaya çalışır. Ama başka parapsikolojik olaylarda olduğu gibi telekinezi deneylerinden de kesin sonuç alınamamıştır.